Doğal antibiyotik etkisi yaratacak güçte! Uzun yaşamın sırrı tanelerinde saklı

Özellikle salgın hastalıkların yaygın olduğu bu dönemde bağışıklık sistemini güçlendirmek şart. Bazı besin takviyeleri sayesinde bunu yapmak mümkün. Sevilerek tüketilen meyvelerden nar ise adeta bir doğal antibiyotik gibi. İşte binlerce yıldır tüketilen şifalı meyvenin faydaları.

A, C, B, K vitaminleri başta olmak üzere içerisinde birçok vitamin ve mineral barındıran nar, antibiyotik oranı yüksek meyvelerden biridir. Nar suyu ise günlük C vitamini ihtiyacının neredeyse %50’sini karşılıyor.

Nar, antioksidan özelliği sayesinde farklı türdeki enfeksiyon çeşitleriyle savaşabilir. Bu sayede kanser türlerine karşı etkili bir koruma sağlar. İçerisindeki lif deposu sayesinde ise tükettikten sonra uzun süreli tokluk hissi verebilir. Zayıflama sürecinde tüketimi uygun bir meyvedir.

Nar, antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklardan korunmada etkili bir rol oynar. İçerisindeki antosiyanin bileşeni, grip, soğuk algınlığı gibi rahatsızlıkları önlemede faydalı olur. Özellikle kış aylarında artan hastalıklara yakalanmamak için önlem almak adına nar tüketmekte fayda var. Bu sayede bağışıklık sisteminin direnci artacaktır.

Anadolu’da binlerce yıl boyunca şifa için tüketilen nar sağlıklı ve uzun bir yaşam için uzmanlar tarafından öneriliyor. Geçmişten günümüze hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bu meyve, kültürel ve simgesel anlamda da bir o kadar önemli.

Uzmanlar, narın içerisinde bulunan sağlıklı bileşiklerin diğer meyve sularına oranla çok daha fazla olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda 1 bardak nar suyundaki antioksidan miktarı, 10 bardak yeşil çaya tekabül ediyor.

Her ne kadar yalnızca taneleri faydalı gibi görünse de narın kabuk kısmında da antioksidan ve antibakteriyel özellikler taşıyan maddeler bulunur. Nar, sağlıklı ve uzun yaşam için gerekli olan takviyeleri insan vücuduna kazandırır.

Kalp ve damar rahatsızlıklarına karşı koruma sağlayan nar, dokular için gerekli olan kan ve oksijenin ulaşımını sağlar. Özellikle kalp krizine karşı koruma sağlayan bu meyve aynı zamanda tansiyonu da dengeler.

Kan basıncı yükseldikçe tansiyon artışı oluşur. Ancak nar tüketimi kişilerdeki yüksek tansiyonun düşmesinde etkili olur. Aynı zamanda kansızlık nedeniyle ortaya çıkan düşük tansiyonu dengeler.

Yapılan araştırmalarda kişilerin düzenli nar tüketimi sonuçlarında damar sertliği probleminin %44 azalmaya başladığı gözlemlendi. Yani düzenli nar tüketimi sağlık açısından pek çok problemin düzelmesine yol açar.

Ortalama bir narın posa içeriği 7 gramdır. Bu oran, insan vücudu için gerekli olan oranın üçte biridir. Bu faydalı meyveden tüketildiğinde şişkinlik, gaz problemi, kabızlık gibi sorunlar hafifler.

Yapılan araştırmalarda nar tüketiminin hafızayı güçlendirdiği sonucuna varıldı. Bilişsel işlevleri güçlendiren nar, özellikle odaklanma problemlerini çözmede etkili bir ilaç olmaya başlar.

Alzheimer, parkinson gibi kesin bir tedavi sonucu vermeyen rahatsızlıklarda nar tüketimi kişilerin hastalık evresine bağlı olarak yavaşlama sağlayabilir. Hastalıkların ilerleme hızını yavaşlatarak unutkanlığı hafifletebilir.

Narın içerisindeki antioksidan etki yalnızca salgın hastalıklardan korunmada etkili değildir. Narın meyve tanelerinin tümör karşıtı özelliklere sahip olduğu ise araştırmalarla kanıtlanmıştır. Düzenli nar tüketimi, cilt tümörlerine karşı önleyici bir rol oynar.

Güneş yanıkları, ciltte oluşan lekeler, kırışıklıklar, sivilceler cilt görüntüsünü ve yapısını rahatsız eder. Kişilerin birçok kozmetik ürün kullanarak düzeltmeye çalıştığı bazı sıkıntılar nar tüketimiyle geçebilir.

Cilt problemlerini gidermede etkili olan meyvenin cilt için en faydalı kısmı çekirdekleridir. Narın çekirdeklerindeki vitamin, mineraller ve antioksidanlar cildin çok daha güzel ve parlak görünmesini sağlar.

Yaşlılık belirtileri doğal bir süreç nedeniyle gerçekleşse de birçok kişinin hoşuna gitmeyen kırışıklıklara neden olur. Ancak yaşlanma etkilerini düzenli nar tüketimi ve beraberinde dikkat edilmesi gerekenlere uyum sağlayarak azaltabilirsiniz.

Cilt üzerinde oluşan sivilcelenme problemi genellikle hormonal bozukluklar ve birçok farklı nedenden dolayı oluşabilir. Ancak nar tüketimiyle sivilcelerinizin kısa bir sürede geçmeye başladığını fark edebilirsiniz.

Nar çekirdeği yağı, cilt problemleri ve yaşlanma karşıtı etkiler barındırmaktadır. Adeta bir gençlik iksiri etkisi taşıyan narı orta yaşlarda tükettiğinizde cilt yenileyici özelliklerinden faydalanmış olursunuz. Aynı zamanda nar, antik mitolojilerde ve hikayelerde güzelliğin kaynağı olarak görülüyordu.

Genellikle görüntüsünden ayırt edemesek de Türkiye’de 15 çeşitte fazla nar bulunuyor. Uzmanlar, narın besin değerini 6 aya kadar koruyabildiğini belirtiyor. Genellikle meyvelerde olmayan bu özellik narı diğer meyvelerden daha özel yapıyor.

Ağız florası için etkili olan narın, çiğnendikten sonra ağızda bekletilip yutulması gerekiyor. Sağlıklı bir ağız için etkili olan bu yöntem diş ve diş eti rahatsızlıklarının da önüne geçebilir.

Sayısız derde deva olan nar, bağırsaklar için de etkili bir ilaç görevi görebilir. Dünya’da en çok rastlanan kanserler arasında üçüncü sırada yer alan bağırsak kanseri, nar tüketimiyle önlenebilir.

Narın içinde bulunan ürolitin A maddesi kolon kanseri belirtileri üzerinde iyileştirici etkiler sağlar. Ürolitin A, tükettiğimiz besinlerin bağırsaklarda bulunan yararlı bakteriler, yani probiyotikler tarafından parçalanmasıyla üretilir.

Nar kabuğunun taneleri kadar faydalı olduğunu söylemiştik. Nar kabuğu özellikle soğuk algınlığı, öksürük ve boğaz ağrısı için birebir etki sağlayabilir. Bu iyileştirici etkiden faydalanmak için nar kabuğu veya tomurcuklarını kullanarak çay hazırlayabilirsiniz.

Nar suyunun fermente edilmesiyle oluşan nar ekşisinin içindeki antioksidan miktarı, nar suyuna göre çok daha fazladır. Kalp rahatsızlıkları, şeker hastalığı ve tümör oluşumunu önler. Ancak şeker katkısı bulunan nar ekşisi bu etkileri sağlamaz.